-->

6 Kasım 2009 Cuma

Karadeniz'in Hamsili Pilavı


Karadeniz denince akla hamsi geliyor ama hamsi dediğimizde hamsi ile yapılan yiyecek çeşitleri bitmek bilmiyor. Daha önce sizlere Adana mutfağından bahsetmiştim yazıyı okumak isteyenler buradan okuyabilirler. Bu yazımızda ise sizlere Karadeniz denince akla gelen Hamsili pilav nasıl yapılıyor ondan bahsetmek istedim.

Yöresel yemekler köşemizde çeşitli il ve bölgelerle anılan yemekleri sizlerle paylaşıyoruz. Hamsili pilavda kendine has tadıyla balık ve pilav sevenlerin deneyebileceği değişik bir lezzet. Yemeğimizin hazırlığına başlayalım isterseniz öncelikle iki kilo hamsiye ihtiyacımız var, taze olmasına dikkat edelim. Yine tarifte yer alan bilgilerle isterseniz kullanılacak malzemeleri vermeye devam edelim beş kaşık zeytinyağı ve iki adet orta boy soğana ihtiyacımız olacak. Bunun yanı sıra üç su bardağı pirinç, beş yemek kaşığı kuş üzümü, bir yemek kaşığı yenibahar, bir yemek kaşığı tarçın, isteğinize bağlı olarak dolmalık fıstık 4,5 su bardağı su ve tuzumuzu karabiberimizi hazırlayalım.

Hamsili pilavda kullanmanız gereken malzemeleri sizlerle paylaştık, gelin şimdi yemeği nasıl yapacaksınız ona bakalım isterseniz. Pirinçleri bir kaba dökün iki kaşık tuz ve pirincinizi basacak kadar sıcak su ilave edin ve bekletmeye alın. Başka bir tencerede yağınızı ayarlayın doğranmış soğanlarınızı ve daha önce belirttiğimiz gibi isteğinize bağlı olarak dolmalık fıstıklarınızı ilave edin ve kavurun. Beklemede olan pirinçlerinizi yıkmanız gerekecek yıkama işlemi pirinçlerden duru su çıkana kadar devam etmeli, duru su çıkana kadar yıkadıktan sonra pirincinizi soğanlarınıza ilave edin ve kavurmaya devam edin. Tuz, baharat, kuş üzümünüzü ilave ettikten sonra 4,5 su bardağı suyunuzu ilave edin ve pişirmeye devam edin. Pilavınız demlenirken hamsileri ayıklamanız gerekiyor ancak bu işlem esnasında dikkat edilmesi gereken bir bokta var hamsinin içi temizlendikten sonra ortadaki kılçık hamsiler ayrılmadan çıkarılmalı. Hamsiler yıkandıktan sonra bir tepsiye hamsiler dizilecek ancak bu işlem esnasında da dikkat edilmesi gereken bir nokta var, hamsiler tepsinin kenarına dizilmeli çünkü ortada kalan boşluğa pilavınızı yerleştireceksiniz. Pilavı tepsinin ortasında boş kalan yere yerleştirdikten sonra pilavın üstüne de hamileri dizeceksiniz. 170 derece fırında hamsiler iyice kızarana kadar pişirin.

İşte sizlere Karadeniz mutfağından bir yemek açıkçası bu blogda yöresel yemek tanıtımları yapmaya başladığımdan beri gerek yazdığımız gerekse taslak halindeki yazılarımda yer alan yemekleri yapıp veya yapılmışlarını yemekle meşgulüm kilo almadım desen yalan olur.

Rize'de Bir Çay Molası


Hadi gelin hep beraber Rize’ye bir yolculuk yapalım ve Rize’de bir çay molası verelim. Şehir şehir dolaşan blogum bu sefer Rize’de bir çay içecek ve yoluna devam edecek.

Karadeniz bölgesi denince akla gelen ilk şehirlerden biri Rize Türkiye’nin en çok yağış alan ili en önemli tarım ürünü çay. Sofralarımızda keyifle içtiğimiz o güzel içecek çay Rize2de yetişiyor. Rize’de son zamanlarda çay üretiminin yanı sıra kivi üretimi de ön plana çıkmış durumda. Fakat yine kaynaklarda yer alan bilgilere göre kivi üretimi çok fazla olmadığı için sadece şehrin ihtiyacını karşılayabilecek durumdaymış. Rize tarihi yapısının yanı sıra doğal yapısı ile son derece güzel gezilip görülmesi gereken bir yerdir. Yaylaları, dik yamaçlar ve diğer tarihi eserler Karadeniz Bölgesinin en güzel şehirlerinden biri Rize…

Ama elbette Rize denince akla gelen ilk şey çaydır. Rize’de çay üretimi on derece önemli bir geçim kaynağıdır. Tarımla uğraşan halk ve üretilen çayı işleyen fabrikalar. Rize Avrupa’nın sallama çay zevkine en güzel cevap diyebiliriz. Çay içmek için Rize’ye gitmenize gerek yok bunun yerine Rize çayı sizlerin ayağına kadar geliyor. Rize ile ilgili tarihi bilgilere ulaşmak son derece zordur. Şehrin ormanlık alanlarının çok oluşu nedeniyle geçmişi hakkında tam anlamıyla kesin bilgilere ulaşılamamıştır. Rize’nin tarihi hakkında yapılan araştırmalar genellikle çevre illerle arasında kurulan bağlantıya göre belirlenmektedir. Daha öncede dediğim gibi şehrin ormanlarla kaplı olması arkeolojik araştırmalardan bir sonuç çıkmasına engel olmuştur. Rize’de kısa bir çay molası verdik ve bu kısa molada kısa bir tanıtım yaptık Rize ile ilgili yeni yazılarımızı yine okuyucularımızla paylaşacağız.

31 Ekim 2009 Cumartesi

Afyon ve 10 Gıda Ürünü


Afyon ile ilgili daha öncede yazılar yazmıştım, okumak isteyenler buradan ulaşabilir. Bu sefer Afyon denince akla gelen 10 yiyecek ve içecekten seçtiklerimi sizlerle paylaşmak istedim. Afyon denince akla elbette ilk olarak Haşhaş (Afyon) geliyor. Gelin 10 maddede Afyon ve gıda ürünlerini inceleyelim;

Haşhaş: Haşhaş diğer adıyla Afyon’un anavatanıdır Afyonkarahisar. Ülkenin tek morfin fabrikası Bolvadin ilçesindedir.
Kaymak: Afyon denince akla gelen bir diğer gıda ürünü ise kaymaktır. En iyi kaymağın manda sütünden elde edildiği bilinmesine rağmen günümüzde pek bulunamadığı ve inek sütünden üretildiği yönünde bilgiler vardır.
Sucuk: Sucuk ve pastırma denince akla Kayseri gelir ancak Sucuk konusunda Afyon’unda kendine has bir lezzeti vardır. Afyon sucuğu Kayseri sucuğundan tat olarak farklılıklar göstermektedir.
Lokum: Afyon ve lokum yine Afyon ile anılan gıdalardan biridir. Kaymak denince akla gelen Afyon lokumu ile de anılmaktadır özellikle en beğenilen kaymağın kullanıldığı kaymaklı lokumu çok beğenilir.
Afyon Ev Ekmeği: Uzun süre dayanabilen patates ezmesi ile üretilen bir ekmektir ve leziz bir tadı vardır.
Yumurta: Afyon yumurtası, ülkenin en önemli yumurta üretiminin yapıldığı şehirdir Afyon.
Et: Yumurta gibi et sektöründe de önemli bir yere sahiptir Afyon. Afyon eti İstanbul şehrinin %60’nı karşılar.
Napolyon Kirazı: Afyon’un tescilli kirazı, besin değeri çok yüksektir. Sultandağı ilçesi ve Erkmen beldesinde yetiştirilmektedir.
Şuhut Patatesi: Tatlı tadı ile ülkemizde aranan bir patates türüdür. Şuhut bölgesinde sınırlı sayıda üretilir.
Kızılay Maden Suyu: Osmanlı döneminde padişahların Afyon’dan İstanbul’a özellikle getirttirdikleri en kaliteli maden sularından biridir. Defalarca ödül almıştır.

Doğal Bir Fabrika Acıgöl


Sanki bir fabrika gibi bir göl, kağıt, cam, deterjan, tekstil sanayine sodyum sülfat ihtiyacını karşılayan bir göl. Acı gölden bahsediyoruz Afyon ve Denizli sınırlarında bulunan bir göldür. Afyon, Başmaklı ve Dazkırı ilçe sınırlarında ve Denizli il sınırları içerisinde yer alan göl derinlik olarak 150 cm ve 210 cm arasında değişir.

Acı göl, adıyla özdeşlemiş bir göldür canlı yaşamaz, her ne kadar kuşların uğrak yeri olsa da ihracatı da yapılan sodyum sülfat üretilmektedir. Denizli’nin Çardak ilçesinde bulunan Acıgöl Türkiye’nin tek dünyanın ise en büyük ikinci sodyum kaynağı olan gölüdür. Bu özelliğiyle Acıgöl kendi halinde doğal bir fabrika gibidir. Kağıt, cam, deterjan ve tekstil sektörünün ihtiyaç duyduğu sodyum sülfat ihtiyacını karşılamaktadır. Ülkemizde %98 oranında sülfat üretilebilmektedir bu üretimin %90’nını Acıgöl karşılamaktadır. Acıgöl insanların yapay olarak oluşturmayacağı bir özelliğe sahiptir. Yazının başlığında da belirttiğimiz gibi Acıgöl doğal bir fabrika gibi ve ülkemizin ihtiyacı olan sülfat’ın %90’nını üretmektedir.
Related Posts with Thumbnails